Yeni Ticaret Anlaşması Japon Piyasalarında İyimserliği Artırdı
Washington ile Tokyo ortasında imzalanan yeni ticaret muahedesi, global yatırımcılar ortasında iyimserliğe yol açtı. Muahede kapsamında Japonya, ABD’ye stratejik kesimlerde 550 milyar dolarlık yatırım taahhüdünde bulunurken, ABD tarafı Japon araba ithalatına uyguladığı tarifeleri %28’den %15’e düşürdü. Bu gelişme, sırf iki ülke ortasındaki ekonomik bağlar açısından değil, birebir vakitte global ticaret nizamı açısından da değerli bir sinyal olarak görülüyor. Mutabakatın ayrıntılarının kamuoyuyla paylaşılmasının akabinde Japon pay senetlerinde süratli bir yükseliş gözlendi. Tokyo Borsası’nın kıymetli endekslerinden biri olan TOPIX, son bir yılın en yüksek düzeyine ulaştı. Bilhassa otomotiv bölümünde çift haneli yükselişler kaydedildi.
Bu olumlu piyasa yansısının arkasında, sırf ticari belirsizliklerin azalması değil, tıpkı vakitte Japonya’nın makroekonomik ve yapısal gücüne duyulan inanç de yer alıyor. Otomotiv kesimi, Japonya’nın ABD’ye yönelik ihracatında kritik bir rol oynamaya devam ediyor. Geçtiğimiz yıl Japonya’nın ABD’ye yaptığı toplam ihracatın yaklaşık %30’unu araba ihracatı oluşturdu. Bu da 41 milyar dolarlık bir ticaret hacmine denk geliyor. Ticaret mutabakatı sayesinde bu dal üzerindeki baskıların hafiflemesi, sermayenin daha güçlü ihracatçılara ve yönetişim ıslahatlarını benimseyen şirketlere yönelmesini sağladı.
Değerleme Avantajı ve Güçlü Temeller
Yeni mutabakat, Japonya’ya olan yatırım ilgisini artırmakla kalmadı, birebir vakitte piyasaların tekrar temel göstergelere odaklanmasına da taban hazırladı. Japon şirketleri, uzun müddettir yatırımcıların beklediği yönetişim ıslahatlarını hayata geçirmeye başladı. Tokyo Borsası’nın sermaye verimliliğine yönelik direktifleri doğrultusunda birçok şirket, ellerindeki nakit fazlasını pay geri alımları ve temettü ödemeleriyle yatırımcılara geri döndürmeye başladı.
Bu gelişmeler ışığında, Japonya piyasası, izafî olarak daha cazip değerlemelerle öne çıkıyor. TOPIX endeksi, yaklaşık 17 düzeyinde ileriye dönük fiyat-kazanç oranıyla süreç görürken, ABD piyasalarında birebir oran 24 düzeyinde seyrediyor. Bu fark, Japon pay senetlerini global ölçekte daha uygun fiyatlı ve potansiyeli yüksek bir yatırım alanı haline getiriyor.
Ekonomik Rüzgarlar Japonya’nın Lehine Esiyor
Makroekonomik göstergeler de Japonya’nın yatırım cazibesini artıran öteki bir öge. Japonya Merkez Bankası, uzun müddettir devam eden negatif faiz periyoduna mart ayında son verdi. Temmuz ayında siyaset faizini 0.25’e yükselterek para siyasetinde kademeli bir olağanlaşmaya gitti. Bu adımlar, dikkatli bir geçiş sürecine işaret ederken, birebir vakitte iktisattaki toparlanmanın kalıcı olduğu algısını güçlendirdi.
Ülkede enflasyon sekiz çeyrektir Japonya Merkez Bankası’nın %2 gayesinin üzerinde seyrediyor. Buna paralel olarak fiyat artışları da sürat kazandı. Bahar devri Shunto görüşmelerinde ortalama fiyat artışı %5.25 düzeyine ulaşarak son 34 yılın en yüksek düzeyine çıktı. Bu gelişme, hanehalkı tüketimini desteklerken iç talep kaynaklı büyümeyi de güçlendiriyor.
Kurumsal Sıhhat ve Pay Geri Alımları
Japon şirketleri sırf dış pazarlarda değil, iç pazarda da daha güçlü bir pozisyon elde etmek için gayret gösteriyor. Şirketler, sermaye verimliliğini artırmak ismine hem temettü ödemelerini hem de pay geri alımlarını hızlandırdı. Nisan 2025’te Japon şirketlerinin duyurduğu toplam pay geri alımı yaklaşık 22.6 milyar dolara ulaştı. Bu sayı, bir yıl evvel birebir ayda açıklanan 7.7 milyar dolarlık düzeyin üç katına yakın ve tıpkı vakitte bahar periyoduna ait yeni bir rekor manasına geliyor.
Kurumsal ıslahatların sadece kısa vadeli getirilerle hudutlu kalmadığı; uzun vadede yatırımcı itimadını artıran bir yapısal dönüşüm sürecine işaret ettiği bedellendiriliyor. Bilhassa maliyet odaklı şeffaflık teşebbüslerinin artması ve üst seviye şirketlerin neredeyse yarısının sermaye maliyetine ait yeni stratejiler açıklamış olması, bu dönüşümün ciddiyetini ortaya koyuyor.
Yenilikçilik ve Girişimcilik Ekosistemi Güçleniyor
Japonya sadece klâsik kesimlerde değil, birebir vakitte yenilikçi alanlarda da savını artırıyor. Tokyo idaresi, “10×10×10 İnovasyon Vizyonu” ile önümüzdeki beş yıl içinde startup sayısını, unicorn şirketleri ve kamu-özel iş birliklerini 10 kat artırmayı hedefliyor. Bu kapsamda hazırlanan Beş Yıllık Startup Gelişim Planı, 2027-2028 yılları ortasında startup yatırımlarının da on katına çıkarılmasını amaçlıyor.
Tokyo’da düzenlenen SusHi Tech aktifliğine olan ilginin yıllık bazda %42 oranında artması, bu stratejilerin ekosistemde somut karşılık bulduğunu gösteriyor. Yeni jenerasyon teknoloji şirketlerinin desteklenmesi ve kamu-özel kesim iş birliklerinin yaygınlaştırılması, Japonya’nın global inovasyon yarışında daha güçlü bir aktör haline gelmesini sağlıyor.
Küresel Portföylerde Japonya’ya Yönelim Artabilir
Yukarıda sıralanan gelişmeler, Japonya’nın sırf bölgesel bir güç olmanın ötesinde, global yatırım portföylerinde daha fazla yer edinmesini sağlayabilir. Ticaret tansiyonlarının azalması, para siyasetlerinde olağanlaşma, kurumsal ıslahatlar ve artan girişimcilik gücü üzere etkenler birleştiğinde Japon piyasası, ABD dışı pay senedi çeşitlendirmesi arayan yatırımcılar için cazip bir fırsat sunuyor.
Bu devirde Japonya’ya yönelik yatırım yapmak isteyenler için geniş tabanlı borsa yatırım fonları (ETF) aracılığıyla piyasalara erişim sağlamak, hem riskin dağıtılması hem de potansiyelden faydalanmak açısından tesirli bir strateji olabilir. Yılın birinci yarısında MSCI Japonya Endeksi’nin %15’e yakın bir getiriyle, hem S&P 500’ü (%8.5) hem de MSCI Dünya Endeksi’ni (%12.2) geride bırakması da bu potansiyelin değerli bir göstergesi olarak öne çıkıyor.
Sonuç olarak, Japonya’nın tekrar şekillenen ekonomik yapısı, ticaret diplomasisindeki muvaffakiyetleri ve yenilikçilik odağı, yatırımcıların ilgisini haklı olarak üzerine çekiyor. Bu güçlü temeller üzerinde yükselen Japonya piyasası, önümüzdeki periyotta memleketler arası sermayenin yeni adreslerinden biri olabilir.
