Çetin Ünsalan:  Betonu zihnimize döküyorlar

Dünya iktisadında büyük bir dönüşüm yaşanırken, telaffuzlardan kurtulup aksiyona geçemediğimiz her fırsatta raporlarla yüzümüze çarpılan bir durum haline geldi.

Söze bakılırsa üretiyoruz, milliyiz, yeni tedarik noktasıyız vesaire, lakin gerçeklere dönüp göz attığınızda süratle üretimsizleşen ya da vazgeçilebilir üretici olmaktan kurtulamadığı için fiyat kıskacının da dışına çıkamıyoruz.

TÜİK’in yıllık sanayi istatistikleri 2024 yılı sonuçları itibariyle açıklandı. Gözüken o ki, katma kıymeti tartışmalı da olsa, teknolojik olarak kabul edilen, memleketler arası standartlarda yapılan üretim üslubuyla orjinal ekipman üreticisi olan Türkiye, otomotivde bile konum kaybediyor.

Çünkü 2024 gerçekleşmelerine baktığımızda otomotiv üretiminde geriye giderken, beton üretimimiz yükselmiş. Elbette kuru bir karşılaştırma yaparak biri başkasından daha kıymetli diye yorumlayacak değilim.

Ama üretimlerimizde ve ihracatımızda hala yüksek teknoloji hissesinin yüzde 3,5 düzeyinin aşamıyor olması, son 40 yıldır kg / dolar gelirimizin de 1,4’lerde gezdiği gerçeğini hatırlayınca, bu kadar teknolojinin öne çıktığı bir çağda, betonun zihnimize döküldüğünü, dökülmeyenlerin de yaşama bahtı bulamadığını ironik olarak lisana getirmemiz gerekiyor.

Oysa sadece Hizmet İhracatçıları Birliği kurulduktan sonra, tamamına yakını iç girdi ile ya da dış ticaret açığı verilmeden yapılan üretim, ihracat bize çıkış noktasının nerede olduğunu gösteriyor.

Sadece hizmet ihracatı ya da üretimi yapmamalıyız. Buradan elde ettiğimiz bilgi birikimiyle klasik bölümlerimizi de vazgeçilmez ve özellikli hale dönüştürmeliyiz. Ama bunun için evvel ekosistem oluşturmamız gerekiyor.

Şayet siz bir ülkede tarımdan endüstriye, yazılımdan hizmete üretenleri ürettiğine pişman ediyor ve yalnızca vergi mükellefi olarak görüyorsanız, envanterler üzerine kurgulanmış bir iktisat planınız yoksa işin içinden çıkamadığınız üzere, insanları da üretimden uzaklaştırırsınız.

Bu nedenle son derece büyük bir potansiyelimiz olan startuplarda, birinci gaye şirketleri aşikâr bir noktaya getirdikten sonra satmak. Zira bir sonrasına ne çapları yetiyor ne de paraları. O nedenle satıp, elde ettikleriyle sıfırdan başlamanın yollarını arıyorlar ya da büsbütün üretimin dışında kalıyorlar.

Peki neden? Onun cevabını da TÜSİAD’ın Maliyet Bazlı Rekabet Gücü Endeksi’nin çıktılarından anlıyoruz. Bu ülkede 2015 yılından bu yara yaşananları, artan maliyetleri, dünyadaki dönüşümü ve farklılaşan pazar yapılarını düşünün.

2025 yılında, siz 2015 yılının rekabetçiliğinin altına düştüyseniz ve bu bahiste sizi rahatsız etmiyorsa, asıl sorun burada başlıyor. Çünkü sonrasında yapılan her şey detaydan, telaffuzdan ve hamasettin ibaret kalıyor. Yani zihinlere beton dökülüyor.

[email protected]

İlginizi Çekebilir:ABD’den Hizbullah’a Yaptırım Darbesi: Gölge Hesaplarla Milyonlarca Dolar Taşınmış!
share Paylaş facebook pinterest whatsapp x print

Benzer İçerikler

is bankasi ilk ceyrekte yuzde 106lik artisla 37 trilyon tl aktif buyukluge ulasti EVHcGeD4
İş Bankası, ilk çeyrekte yüzde 10,6’lık artışla 3,7 trilyon TL aktif büyüklüğe ulaştı!
borc yapilandirmasi kapida vatandas kalici cozum bekliyor dz7cngtP
Borç Yapılandırması Kapıda: Vatandaş Kalıcı Çözüm Bekliyor
garanti bbva yila guclu basladi XYQDQQwQ
Garanti BBVA yıla güçlü başladı
iso sanayi pmi martta sert geriledi LOfqqOua
ISO sanayi PMI Mart’ta sert geriledi
bist 100de 9500 destegi one cikiyor piyasalarda ana gundem fed tcmb ve jeopolitik riskler mJhJZOYw
BIST 100’de 9500 Desteği Öne Çıkıyor, Piyasalarda Ana Gündem: Fed, TCMB ve Jeopolitik Riskler
benzin fiyatlarinda ikinci indirim yolda WwuM2A47
Benzin fiyatlarında ikinci indirim yolda
Tod TV | © 2025 |