Bitcoin Piyasasında Düşüş ve Makroekonomik Baskılar Derinleşiyor
Bitcoin, Kasım ayından bu yana en düşük düzeyine gerileyerek 90.000 doların altına düştü. Bu düşüş, son devirde gerçekleşen en büyük kripto para saldırısı olarak nitelendirilen Bybit borsasındaki 1,5 milyar dolarlık hack olayının akabinde geldi. Lakin, piyasa uzmanları bu düşüşün sırf bu olayla sonlu olmadığına dikkat çekiyor. Global ekonomik belirsizlikler, yatırımcı hassaslığı ve makroekonomik gelişmelerin de piyasa üzerindeki baskıyı artırdığı görülüyor.
Makroekonomik Tasalar ve Kripto Piyasasına Etkisi
Kripto piyasalarında yaşanan son düşüş, daha geniş makroekonomik gelişmelerle de kontaklı olarak bedellendiriliyor. Bitcoin üzere yüksek volatiliteye sahip varlıklar, risk iştahının azaldığı devirlerde daha fazla satış baskısıyla karşı karşıya kalıyor. ABD iktisadında büyüme tasaları artarken, tahvil getirileri ve dolar endeksi (DXY) düşüş eğiliminde bulunuyor.
Ayrıca, global jeopolitik gelişmeler yatırımcıları riskli varlıklardan uzaklaştırıyor. ABD’de Trump idaresinin mali siyasetleri konusundaki belirsizlikler ve Doge Cuts olarak isimlendirilen bütçe kesintilerinin kâfi olup olmayacağına dair kuşkular, piyasa hassaslığını olumsuz etkiliyor. Hükümet harcamalarındaki azalma ve özel dalda büyümenin yavaşlaması, ekonomik sakinlik riskini artırarak Bitcoin üzere varlıkların satış baskısı altında kalmasına neden oluyor.
Bu gelişmelere ek olarak, Bitcoin’in teknoloji paylarıyla yüksek korelasyon göstermesi de dikkat çekiyor. Kripto varlıkların fintech ekosisteminin bir kesimi olması nedeniyle, büyük teknoloji şirketlerindeki dalgalanmalar Bitcoin fiyatlarını direkt etkiliyor. Bilhassa Nvidia üzere büyük teknoloji firmalarından gelebilecek beklenenden zayıf bilançolar, Bitcoin’de daha fazla düşüş yaşanması riskini artırıyor.
ABD İdaresinin Kripto Paralara Yaklaşımı ve Regülasyonlar
Donald Trump idaresi, kripto varlıkları destekleyen bir yaklaşım sergileyerek bilhassa stablecoin piyasasına yük vermeyi hedefliyor. Stablecoin’ler, dolara endeksli varlıklar olarak ABD Hazine tahvillerine talep yaratarak piyasa istikrarı açısından değerli bir öge olarak bedellendiriliyor. Önde gelen stablecoin sağlayıcılarından biri olan Tether, şu an prestijiyle 113 milyar dolarlık ABD Hazine tahvili bulunduruyor.
Yeni idarenin kripto varlıklar konusunda net bir düzenleme çerçevesi oluşturması beklenirken, önümüzdeki altı ila on iki aylık periyotta klasik bankacılık sisteminin kripto ile entegrasyonunun sürat kazanması öngörülüyor. Regülasyonların netleşmesi, kişisel ve kurumsal yatırımcıların daha inançlı bir ortamda süreç yapmasına imkan tanıyacak. Lakin, bu süreç sistemik riskleri de beraberinde getirebilir.
Son devirde Bybit borsasında yaşanan hack saldırısı, büyük çaplı akınların piyasaya olan itimadı zedeleme potansiyelini ortaya koyuyor. ABD’de emsal bir olayın yaşanması durumunda, bunun daha geniş finansal sistemde de yankı uyandırabileceği bedellendiriliyor. Bu nedenle, yeni idarenin kesime getireceği regülasyonların inovasyonu teşvik etmesi kadar, tüketici muhafaza düzeneklerine da öncelik vermesi bekleniyor.
Regülasyonların belirleyici rol oynadığı piyasa dinamiklerinde, ABD Menkul Değerler ve Borsa Kurulu (SEC) ile Emtia Vadeli Süreçler Komitesi (CFTC) ortasındaki yetki gayretinin sona ermesi ve kripto varlıklara yönelik net bir çerçevenin oluşturulması bekleniyor. Yeni idarenin CFTC öncülüğünde daha hafif dokunuşlu bir düzenleme siyaseti izlemesi ve Kongre tarafından yürürlüğe girecek maddelerle belirsizliklerin giderilmesi öngörülüyor.
Kurumsal yatırımcıların piyasaya girişinin hızlanması, kripto varlıkların uzun vadeli istikrarını destekleyebilir. Lakin, bu yatırımcıların piyasaya giriş sürecinin vakit alacağı belirtiliyor. Büyük fon yöneticileri ve varlık idare şirketleri, piyasa şartları elverişli hale geldiğinde kademeli olarak yatırım yapmayı tercih ediyor.
Bitcoin’in Çoklu Rolü: Risk Varlığı mı, İnançlı Liman mı?
Bitcoin, finans dünyasında hem yüksek riskli bir yatırım aracı hem de uzun vadeli bir bedel saklama aracı olarak bedellendiriliyor. Piyasa üzerindeki artan satış baskısı, Bitcoin’in riskli varlık statüsünü ön plana çıkarırken, uzun vadede inançlı liman niteliğinin devreye girmesi bekleniyor.
Analistler, Bitcoin’in bir yandan risk iştahına bağlı olarak hareket ettiğini, öteki yandan ise dijital altın olarak görüldüğünü söz ediyor. Piyasanın daha fazla düşüş yaşaması durumunda, uzun vadeli yatırımcıların düşük fiyatlardan alım yapmaya başlayabileceği ve bu durumun Bitcoin fiyatlarına takviye sağlayabileceği düşünülüyor.
Bitcoin’in kısa müddette büyük kıymet kayıpları yaşayabilmesi, kişisel yatırımcıların finansal gelecekleri üzerinde önemli tesirler yaratabilir. Bu nedenle, yatırımcıların bilinçlendirilmesi ve piyasa eğitimi mevzularında daha fazla adım atılması gerektiği vurgulanıyor.
Kripto Portföy İdaresi: Uzun Vadeli Stratejiler Öne Çıkıyor
Bitcoin’in hem riskli bir varlık hem de uzun vadeli bir bedel saklama aracı olarak kıymetlendirilmesi, yatırımcıların portföy idaresinde esneklik sağlamasına imkan tanıyor. Kısa vadeli yatırımcılar için Bitcoin’in volatilitesi yüksek risk taşırken, uzun vadeli yatırımcılar için ise enflasyona karşı dirençli bir bedel saklama aracı olarak görülüyor.
SEC’in Coinbase ve Robinhood’a karşı açtığı davaların düşmesi üzere gelişmeler, kesimde olumlu bir hava yaratmış olsa da, bu düzenleyici gelişmeler fiyatları üst taraflı harekete geçirmekte yetersiz kalmış durumda. Bu nedenle, Bitcoin fiyatlarında yeni bir yükselişin başlaması için büyük kurumsal yatırımcıların piyasaya giriş yapmasının gerekliliğine dikkat çekiliyor. Lakin, bu cins büyük yatırımcılar ekseriyetle temkinli hareket ettiğinden, piyasanın istikrar kazanmasını beklemek durumunda kalıyorlar.
