ANALİZ: Alman Otomotivinde Geri Dönüş mü?
Münih Araba Fuarı’nda Elektrikli Araçlar Ön Planda
Almanya’da düzenlenen Milletlerarası Araba Fuarı, global otomotiv dalının geleceğine dair değerli bildirilerle kapılarını açtı. Münih’teki aktiflikte Alman üreticiler BMW, Mercedes ve Volkswagen, elektrikli modellerini tanıtırken, pazar hissesi daralan ve kârlılığı düşen bölümün geleceği için umut vermeye çalıştı. Lakin Çinli üreticilerin yükselişi ve Tesla’nın güçlü varlığı, Alman devleri için şiddetli bir rekabet manasına geliyor.
Alman Üreticilerin Büyük Yatırımı
Mercedes fuarda yeni elektrikli SUV modeli GLC’yi görücüye çıkardı. Şirket, yılın birinci yarısında neredeyse yüzde 60 oranında düşen kârlarına karşın, milyarlarca euroluk yatırımla yine çıkışa geçmeyi hedefliyor. BMW ve Volkswagen de emsal formda elektrikli araç geliştirmeye büyük kaynak ayırıyor.
Alman üreticiler sadece rakiplerini taklit etme uğraşında olmadıklarını vurguluyor. Bilhassa Çin’de sesli komut ve dijital entegrasyon üzere alanlarda farklılaşan pazar dinamiklerine karşılık, Avrupa markaları kalite, güvenlik ve sağlamlık üzere klâsik güçlü istikametlerini öne çıkarma niyetinde.
Buna karşın üretim maliyetleri büyük bir mahzur oluşturuyor. Almanya, araba üretiminde en değerli ülkelerden biri pozisyonunda. Uzmanlara nazaran üretim hacminin düşmesi ve kimi fabrikaların kapanması kaçınılmaz görünüyor. Önümüzdeki beş yılda yaklaşık 200 bin çalışanın işini kaybedebileceği kestirim ediliyor.
Yanmalı Motorların Geleceği
Elektrikli araçlara ağırlaşan stratejilere rağmen, yanmalı motorların büsbütün ortadan kalkacağına dair görüşler bölüm genelinde paylaşılmıyor. Uzmanlar, bilhassa kırsal bölgelerde ve altyapının yetersiz olduğu ülkelerde içten yanmalı motorların daha uzun mühlet varlığını koruyacağını düşünüyor.
Almanya merkezli üreticilerin yeni SUV modelleri, süratli şarj teknolojileriyle Tesla üzere rakiplerini geride bırakabilecek özelliklere sahip. Fakat pazarın geleceği tek bir teknolojiye bağlı görünmüyor. Uzmanlar, önümüzdeki periyodun portföy temelli olacağını; elektrikli, hibrit ve yanmalı motorlu araçların bir ortada varlığını sürdüreceğini tabir ediyor.
2035 Maksadı ve Politik Tartışmalar
Avrupa Birliği’nin aldığı karara nazaran 2035 prestijiyle sıfır emisyonlu araçlar dışında yeni satış yapılmayacak. Bu maksat, otomotiv devlerini milyarlarca euroluk yatırımlara yöneltti. Lakin satış sayılarının şimdi istenilen seviyede olmaması, yatırımların geri dönüşünü geciktiriyor.
Volkswagen yöneticileri, karbon nötr gayesinden sapmadan ilerlemek istediklerini, fakat takvimin esnetilmesi gerektiğini savunuyor. Hibrit modellerin ve uzun menzilli araçların bu geçiş sürecinde değerli bir rol oynayabileceği belirtiliyor. Alman hükümeti ve Avrupa Birliği’nin bu mevzudaki tutumu, dalın geleceği için belirleyici olacak.
Rekabetin Zorluğu ve Yeni Arayışlar
Çinli üreticiler, uygun maliyetli ve teknolojik olarak güçlü elektrikli araçlarıyla global pazarda giderek daha büyük bir hisse alıyor. Alman markaların yüksek maliyetlerle üretim yapması, fiyat rekabetinde dezavantaj yaratıyor. Bu durum, üreticileri maliyetleri düşürmek için yeni tahliller aramaya zorluyor.
Enerji fiyatları ve personellik maliyetlerinin yüksekliği, Almanya’daki otomotiv endüstrisini daha kırılgan hale getiriyor. Uzmanlara nazaran rekabetçi kalabilmek için sırf teknolojiye değil, birebir vakitte üretim yapısına da radikal değişiklikler gerekiyor.
Sonuç: Belirsizlik ve Umut Bir Arada
Münih’te düzenlenen fuar, Alman otomotiv bölümünün dönüşüm sancılarını gözler önüne serdi. Elektrikli araçların ön planda olduğu aktiflikte, şirketlerin geleceğe dair kararlılığı dikkat çekse de pazarın gerçekleri ve maliyet baskısı bölümü zorlamaya devam ediyor.
Alman üreticiler, klasik güçlü istikametlerini kaybetmeden yeni periyodun gerekliliklerini karşılamaya çalışıyor. Lakin global rekabetin hızlandığı, iş kayıplarının gündemde olduğu ve çevresel gayelerin baskı yarattığı bu süreçte, otomotiv endüstrisi için kolay bir yol görünmüyor.
