ANALİZ: Borsa İstanbul’da Hedef Fiyat
Borsa İstanbul, yaklaşık 13-14 aydır içinde bulunduğu 9.000–11.000 puanlık konsolidasyon bandının üst sonuna ulaştı. Geçen yıl haziran ayından bu yana devam eden yatay hareket, enflasyonun tesiri, negatif faiz ortamı ve akabinde uygulanan gerçek faiz siyasetleri ile şekillendi. Teknik görünüme nazaran, 11.000 ve 11.200 düzeylerinin aşılması durumunda endeksin 13.500 puana kadar yükselebileceği öngörülüyor. Lineer hesaplamada bu düzey 13.000 olarak görülse de logaritmik ölçekte teknik tahlil, amacın 13.500 civarına işaret ettiğini gösteriyor. Bu durum, mevcut konsolidasyon bandının üstünde yeni bir bant oluşumuna kapı aralayabilir.
Kısa vadede 10.500–10.800 puan aralığı ana takviye bölgesi olarak öne çıkarken, yeni ve olumsuz bir haber akışı olmadığı sürece yükseliş eğiliminin korunması bekleniyor. TL bazında 11.250 puan geçen yıl temmuz ayında görülen tarihi tepe pozisyonunda. Dolar bazında ise geçen yılki tepe 340 dolar civarındaydı ve mevcut durumda endeks yaklaşık 270 dolar düzeyinde bulunuyor. Kur tesiri de dikkate alındığında 11.500–12.000 bandı kısa vadede test edilebilecek maksat bölgesi olarak öne çıkıyor. Uzun vadeli hesaplamalarda ise 14.000 puan üzeri potansiyel bulunsa da bu düzeylerin yakın vadede gerçekleşmesi beklenmiyor.
İkinci Çeyrek Bilançolarında Görünüm ve Sektörel Performans
19 Ağustos, ikinci çeyrek bilançolarının açıklanması için son gün olarak belirlendi. Gelen bilançolar genel olarak beklenti seviyesinde gerçekleşti. 2025’in ikinci çeyreği, Türkiye iktisadı açısından iki kıymetli gelişme ile sarsıldı: mart ortasında yaşanan siyasi dalgalanma ve İsrail-İran savaşı. Buna karşın şirketlerin büyük kısmı kârlılıklarını muhafazayı başardı. Satışlarda kısmi gerilemeler olsa da beklenenden çok daha olumsuz sonuçlar görülmedi.
Havacılık kesimi, beklenti üstü performansıyla öne çıktı. Türk Hava Yolları’nın trafik bilgileri güçlü bir bilanço beklentisini desteklerken, düşen petrol fiyatları ve azalan jeopolitik tansiyonlar bölüme olumlu yansıdı. Besin perakendede Migros’un bilançosu açıklanırken, BİM ve Şok Market dataları şimdi gelmedi. Ülker’in sonuçları merak edilirken, Tab Besin beklentilerin üzerinde bir bilanço açıkladı.
Banka tarafında İş Bankası ve Garanti Bankası, net kârda sırasıyla %30 ve %21 ile iddiaların üzerinde sonuçlar açıkladı. Banka dışı tarafta Otokar, Koç Holding, Enerjisa, Tofaş, Ereğli, Aygaz, Turcas, Koza Altın, Oyak Çimento, Aselsan ve Tüpraş üzere şirketler beklentilerin üzerinde net kâr açıkladı. Operasyonel kârlılıkta Otokar, Ebebek, Aselsan, Türk Traktör, Aygaz, Ford, TAV Havalimanları, Medical Park, Vestel Beyaz Eşya ve Arçelik öne çıktı.
Olumsuz tarafta ise yıllık bazda tüm kriterlerde daralma yaşayan şirketler ortasında Türk Traktör, Ereğli, Akçansa, Oyak Çimento, Coca-Cola İçecek ve Tat Besin yer aldı. Bu daralmalar kimi şirketlerde tek haneli düzeylerde kalırken, kimilerinde daha besbelli oldu.
Yabancı ve Yerli Yatırımcı İlgisi
Mart ayındaki çıkışların akabinde son dört ayda yabancı yatırımcıdan yaklaşık 2,5 milyar dolarlık net giriş gerçekleşti. Bu durum, endeksin dolar bazında da kıymet kazanacağı beklentilerini güçlendirdi. Yerli yatırımcı ilgisi de yüksek seyrederken, para girişlerinin ağırlaştığı büyük ölçekli paylar ortasında Pegasus, BİM, Ereğli, Koza Altın, Sabancı Holding, Akbank ve Şişecam bulunuyor. Orta ve küçük ölçekli şirketlerde ise DESA, Reşo, Aras Güç, Merit Turizm, Esenboğa Elektrik ve Alarko Holding öne çıktı.
Şirketlerin ikinci çeyrek bilançolarının genel olarak beklentilerin üzerinde gelmesi, maksat fiyat revizyonlarını da beraberinde getirdi. Yaklaşık 1,5 ay evvel 13.500 civarında olan BIST 100 endeks maksatları, 14.500 düzeylerine yaklaştı. Kalan bilançoların da açıklanmasıyla birlikte 12 aylık maksatların 14.500’ün üzerine çıkabileceği öngörülüyor. Bu, yıllık bazda %30’un üzerinde getiri potansiyeline işaret ediyor. Endekse nazaran daha yüksek performans beklenen paylarda bu potansiyel %50–%70 düzeylerine kadar çıkabiliyor.
Küresel Piyasalarda Gündem ve Beklentiler
Küresel piyasalarda gündem, ticaret müzakereleri, merkez bankası siyasetleri ve jeopolitik gelişmelerle ağırlaşmış durumda. ABD’nin gümrük tarifeleri konusunda Hindistan dışında büyük ölçüde muahede sağladığı belirtiliyor. Brezilya ile müzakereler tamamlanmak üzere. Ukrayna-Rusya Savaşı’nda şimdi kesin bir barış adımı görülmese de görüşmelerin devam etmesi, olumsuz senaryoları zayıflatıyor.
ABD’de önümüzdeki devirde faiz indirimi beklentileri öne çıkıyor. Tarım dışı istihdam bilgilerinin zayıf gelmesi, Fed’in faizleri sabit tutma münasebetlerini azaltıyor. Gümrük tarifelerinin fiyatları artırması, iktisatta sakinlik riskini güçlendirerek faiz indirimini daha muhtemel hale getiriyor. Ayrıyeten ABD idaresinin doların bedelini düşürme isteği, yaklaşık 10 trilyon dolarlık borç çevirme muhtaçlığı ve artan bütçe açığı, düşük faiz ve zayıf dolar siyasetinin önümüzdeki periyotta daha güçlü savunulacağını gösteriyor.
Emtia ve Jeopolitik Dengeler
ABD’nin global stratejisinde, emtia ticaret yolları değerini koruyor. Brezilya, Hindistan ve Azerbaycan-Ermenistan çizgisi, güç ve hammadde lojistiği açısından kritik bölgeler ortasında yer alıyor. Washington idaresi, Ortadoğu’daki aktifliğini kısmen azaltarak Pasifik bölgesine odaklanmayı hedefliyor. Bu stratejik kayma, Çin ve Rusya’ya karşı uzun vadeli adımların kesimi olarak bedellendiriliyor.
İsrail-İran tansiyonu sırasında ABD’nin daha temkinli bir tavır sergilemesi, bu yönelimin sinyallerinden biri olarak görülüyor. Pasifik’te artan diplomasi trafiği ve stratejik tedbirler, önümüzdeki devirde global ticaret rotalarını da şekillendirebilir.
